Takip – INA
Temsilciler Meclisi Başkan Vekili Muhsin el-Mendelavi, Irak’ın ekonomik yönleri güçlendirmeye ve bölgeyi savaş felaketlerinden uzak tutmaya odaklandığını vurguladı.
El-Mendelavi’nin Basın Ofisinin yaptığı açıklamada, “Temsilciler Meclisi Başkan Vekili Muhsin el-Mendelavi, Bağdat'taki konutunda Körfez ülkelerinin Irak büyükelçilerini kabul ettiği ve bölgedeki son gelişmelerin tehlikesini ele aldığı belirtildi.
Açıklamada Mendelavi, "Irak’ın merkezî politikasını ve bölgedeki savaş felaketlerini önlemek amacıyla ekonomik ve yatırım alanlarına odaklandığını" ifade etti. Ayrıca, "Irak Temsilciler Meclisi, Arap ve İslam parlamentolarının resmi tutumlarını birleştirmek ve uluslararası alanda etki yaratmak için çaba sarf etmekte, bu da bölgedeki gerilimi azaltma, krizleri ve anlaşmazlıkları çözme sürecine katkı sağlamaktadır" dedi.
Mendelavi, "Irak’ın bugün özellikle Körfez ülkeleriyle ortak bir vizyon inşa etmeye ve gerilimleri azaltmaya çalıştığını, bu bağlamda meclisin mevcut durumda dünyadaki tüm ülkelerin güvenliği ve istikrarını tehdit eden olaylar karşısında diplomatik çabalar yürüttüğünü" belirtti.
Mendelavi, Mevcut aşamanın "Arap ve İslam ülkelerinin daha birleşik ve kararlı tutumlar sergileyerek, kırmızı çizgileri aşan Siyonist katliamları derhal durdurmak için baskı yapmayı" gerektirdiğini vurguladı. Ayrıca, "Gazze ve Lübnan’a insani yardım sağlanmasında acil ve etkili işbirliği gerektiğini ve büyük devletlerle ilgili kuruluşların, Siyonist rejimi uluslararası hukuka uymaya zorlaması için harekete geçilmesi gerektiğini" ifade etti.
Mendelavi ayrıca, "bu vahşi katliamlara karşı sessiz kalan, özgürlük ve insan hakları iddiasında bulunan ülkeleri" eleştirdi.
Uluslararası toplumun "masumları, sağlık ekiplerini, barış gücü askerlerini öldüren ve hastaneleri ile dolu binaları bombalayan sahnelere karşı sessiz kalmasının, Siyonist rejime koşulsuz destek verdiği anlamına geldiğini" belirtti.
Mendelavi, "bölgedeki çatışmanın olumsuz sonuçlarının sadece çatışma taraflarıyla sınırlı kalmayıp, enerji piyasası, kalkınma, yatırım ortamı ve havacılık sektörü gibi alanlarda ciddi zararlar yaratabileceği" konusunda uyardı. Ayrıca, "dini liderlerin, özellikle Ayetullah Ali Sistani’nin, bölgenin istikrarı ve güvenliği açısından bir güvenlik unsuru olduğunu" belirterek, "herhangi bir şekilde onlara yönelik saldırılara izin verilmemesi gerektiğini" söyledi.