Takip – INA
Sinema salonlarına ‘sanat değil’ dediği süper kahraman filmlerinin el koyduğunu belirten Usta yönetmen Martin Scorsese, “Başka tarzda bir filme yer yok. Daha fazla ne kadar (film) yapabilirim bilmiyorum, belki de buraya kadar. Bu sonuncusu” ifadelerini kullandı.
Son filmini Netflix üzerinden izleyiciyle buluşturan usta yönetmen Martin Scorsese, İngiliz Guardian gazetesinden Andrew Pulver’e verdiği röportajda ‘sinema değil’ dediği Marvel’in süper kahraman filmlerini bir kez daha eleştirdi, ayrıca ‘The Irishman'in (İrlandalı) son filmi olabileceğini söyledi.
Marvel eleştirisinin büyük gündem yaratmasını ve sinemanın içinde bulunduğu koşulları değerlendiren Scorsese, şu ifadeleri kullandı, “Açıkçası, bunu, süper kahraman filmlerinin sinema salonlarına el koymuş olduğunu çok tartışıyorduk, bilirsiniz işte insanlar çarpışarak ve gürültü yaparak etrafta uçar, eğer bunu görmek istiyorsanız bu iyi. Başka tarzda bir filme yer yok. Daha fazla ne kadar (film) yapabilirim bilmiyorum, belki de buraya kadar. Bu sonuncusu. Bu yüzden fikir, en azından (filmi) yapmak ve belki bir gün Netflix’te belki de bir gün Paris’te Sinematek’te göstermekti. Şaka yapmıyorum.”
Sinemaların sadece son çıkan süper kahraman filmlerine yer vermesini eleştiren ünlü yönetmen, şöyle devam etti; “12 salon var ve 11’inde süper kahraman filmi var. Eğer bunlardan hoşlanıyorsanız tamam ama 11 salona mı ihtiyacın var? Bu ‘Lady Bird’ (Uğur Böceği) ya da ‘The Souvenir’ (Hatıra) gibi filmler için çılgınca. Bu filmler ille de dev ticari yapımlar olmayabilir ama bunlar hakiki ve mütevazi olup da geniş izleyicileri bulabilen filmler. Bir filmin ticari olması sanat olamayacağı anlamına gelmez. Sinema salonlarını tüketen şey ürün. Bir ürün tüketilir ve çöpe atılır. Singin’ in the Rain gibi ticari bir filme bakın. Tekrar tekrar izleyebilirsiniz. Soru şu: Sanat formunu nasıl koruyacağız?”
‘The Irishman'in sadece dört hafta sinemada kaldığı eleştirilerine de değinen Martin Scorsese, daha fazlası için çabaladıklarını ancak platformla salon sahiplerinin bir anlaşmaya varamadıklarını belirtti.
Sadece bir hafta gösterimde kalan filmleri olduğunu hatırlatan Scorsese, ‘The King of Comedy’ (Komediler Kralı) filmine işaret ederek “Bu, 10 yıl boyunca görmezden gelindi” dedi.
Scorsese, “Şimdi, sevmek zorunda değilsin ama ‘The Aviator’ (Göklerin Hâkimi) filmini bugün yapamazsın, ‘Shutter Island’ı (Zindan Adası) yapamazsın, ben ve Leo (DiCaprio) bile. ‘The Departed’ (Köstebek) kendine rağmen yapılabildi, yıldız faktörü yardım etti. Bu projeyi alırken kapıların kapandığını fark ettik” diye konuştu.
Martin Scorsese, Marvel çizgi romanlarından uyarlanan filmleri bir eğlence parkına benzettiğini belirtmiş ve onları sanat eseri olarak göremediğini söylemişti.
Scorsese, “Bunlar sinema değil. Açıkça söylemem gerekirse aklıma gelen ilk şey, filmin şartları içerisinde ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan oyuncular ve bir eğlence parkı. Bu yapımlar insanlığın duygusal ve psikolojik tecrübelerini diğer insanlara aktardığı sinema filmleri değil” demişti.
Eleştiriler üzerine düşüncelerine açıklık getiren ünlü yönetmen geri adım atmamış hatta sinemadaki sorunun daha büyük olduğunu şöyle vurgulamıştı; “Amerika’da ve dünyanın birçok yerinde insanların beyaz perdedeki ana tercihleri büyük film serileri oluyor. Artık bağımsız sinemalar kendine yer bulmakta zorlanıyor. Denklem ters çevrildi ve akış birincil dağıtım sistemi haline geldi.”
Scorsese’nin yüksek bütçesi ve uzunluğu nedeniyle son filmi The Irishman'in yayımlanması için Netflix’in tek seçenek olduğunu belirtmesi de bu düşüncesini desteklemişti.
Sputnik
Başbakan Ninova Valiliğine yetişti
Güney Kore üçüncü casus uydusunu yörüngeye yerleştirdi
Azerbaycan'ın Türkiye sınırında 4,5 büyüklüğünde deprem
ABD, depremin yaşandığı Vanuatu'ya seyahat uyarısının seviyesini yükseltti