Başbakan: Devletin görevi, şehitlerin haklarını garanti altına almaktır

 
Bağdat – INA 
 
Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, Zafer Günü'nü kutlamanın, kanlarıyla kötülük güçlerini yenen şehitleri anmak olduğunu belirtti ve devletin tüm kurumlarıyla şehitlerin haklarını hiçbir lütuf ya da minnet olmaksızın garanti altına almasının bir görev olduğunu vurguladı.
 
Başbakanlık Basın Ofisinden yapılan açıklamaya göre, Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, kurtuluş operasyonları ve terör örgütü DEAŞ’ın Irak topraklarından çıkarılması sırasında şehit düşenlerin ailelerinden bir grupla bir araya geldi.
 
Görüşmenin başında şehitlerin ruhuna Fatiha Suresi okundu. Başbakan Sudani, şehit ailelerini karşılayarak onlara hoş geldiniz dedi ve Zafer Günü'nün en önemli anlamının, fedakarlıklarıyla kötülüğe karşı zafer kazanan şehitleri anmak olduğunu ifade etti. Ayrıca, şehit ailelerinin fedakarlıklarının büyük bir takdir ve onur kaynağı olduğunu belirtti. Sudani, devletin tüm kurumlarının, şehitlerin haklarını eksiksiz bir şekilde yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.
 
Başbakan Sudani, Irak’ı savunma uğruna mücadele eden tüm güvenlik güçlerini, orduyu, polisi, Haşdi Şabi’yi, Peşmerge’yi, Terörle Mücadele Teşkilatı’nı, istihbarat teşkilatını, ulusal güvenlik birimlerini ve federal polisi selamladı. Ayrıca, terörle mücadelede kararlılık ve azim için önemli bir itici güç olan, dini merci tarafından yapılan kutsal fetvaya duyduğu minnettarlığı dile getirdi.
 
Başbakan Sudani, şehitler ve yarlıların döktükleri kan sayesinde Irak’ın güvenlik, istikrar, kalkınma ve yeniden imar yolunda ilerlediğini belirtti. Ayrıca, hükümetin bu fedakarlıklar temelinde ülkeyi inşa etme çalışmalarını sürdürdüğünü ifade etti. Terörle mücadele sürecinin, Irak’taki tüm kesimlerin; Araplar, Kürtler, Türkmenler, Şebekler, Müslümanlar, Hristiyanlar, Sabiler ve Êzidilerin birlik ve dayanışmasını güçlendirdiğini söyledi.
 
Başbakan Sudani ayrıca, Gazze’de Filistin halkına karşı siyonist rejimin uyguladığı katliamlar, çadırlardaki mültecilere yönelik sürekli cinayetler ve Lübnan'a yönelik acımasız savaş hakkında konuşarak, bu suçların, DEAŞ’ın işlediği cinayetlerden ve kan dökme anlayışından farklı olmadığını belirtti.