MIT tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Çin'de iki güçlü sera gazının emisyonları son on yılda yüzde 78 arttı. Bu gazlar, TV, yarı iletken üretiminde ve alüminyum eritme işlemlerinde kullanılıyor. CO2'den çok daha fazla ısıyı tutma kapasitesine sahip bu gazlar, binlerce yıl atmosferde kalabiliyor.
Araştırma, 2011-2021 yılları arasında Çin'deki tetraflorometan ve heksaflorometan emisyonlarını inceledi. 2020 itibarıyla, bu gazların küresel emisyonlarının yüzde 64-66'sı Çin'den kaynaklanıyor. Bu artış, dünya genelindeki emisyon artışlarının büyük ölçüde Çin'den kaynaklandığını gösteriyor. Emisyonlar, ülkenin batı bölgelerindeki sanayi alanlarından geliyor ve özellikle alüminyum endüstrisiyle bağlantılı.Çin, dünya çapında en büyük alüminyum üreticisi ve ihracatçısıdır. Geçen yıl, Çin'in alüminyum üretimi 41.5 milyon tona ulaştı. Bu hızlı üretim artışı, yüksek seviyedeki florokarbon emisyonlarının ülkenin karbon nötrlüğü hedefini ve küresel iklim çabalarını tehdit edebileceğini gösteriyor. Çin, 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını zirveye çıkarmayı ve 2060 yılına kadar karbon nötr olmayı hedefliyor.
Araştırmacılar, teknolojik yenilikler ve alüminyum endüstrisinin karbon piyasasına dahil edilmesiyle bu artışın azaltılabileceğini öneriyor. Ayrıca, daha iyi atık yönetimi ve hayvanları beslemeyi engelleme gibi tedbirlerle ayıların yerleşim bölgelerinden uzak tutulması gerektiğini belirtiyorlar.
Alüminyum üretimi, CO2 emisyonlarının önemli bir kaynağı olmakla birlikte, aynı zamanda güneş panelleri, elektrikli araçlar ve rüzgar türbinleri gibi düşük karbonlu teknolojilerin üretiminde de kritik bir rol oynuyor. Dünya Ekonomik Forumu, alüminyum endüstrisinin verimli üretimi sağlama ile iklim üzerindeki olumsuz etkileri azaltma arasında bir denge bulması gerektiğini savunuyor.