Filistinli uzmanlar, ABD Başkanı Trump’ın, "Yüzyılın Anlaşması" diye adlandırdığı sözde barış planını açıklama zamanlamasının, hem kendisi hem de İsrail Başbakanı Netanyahu'nun çıkarlarına hizmet ettiğini belirtti.
"ABD'nin ulusal güvenliğine zarar verdiği" ve "başkanlık yeminine ihanet ettiği" gerekçeleriyle hakkında azil soruşturması başlatılan ve ABD Senatosunda yargı süreci devam eden ABD Başkanı Donald Trump, Netanyahu ile Beyaz Saray'da yarın yapacağı görüşmeden önce "Yüzyılın Anlaşması" planını açıklayacağını duyurdu.
Trump yönetiminin İsrail-Filistin sözde barış planına dair neler biliniyor?
Açıklama öncesinde konuyla ilgili görüşlerini AA muhabiriyle paylaşan Filistinli uzmanlar, duyurunun zamanlamasının manidar olduğunu ve Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun çıkarlarını gözettiğini ifade etti.
Filistinli siyasi analist Vedi Ebu Nassar, Yüzyılın Anlaşması'nın Filistinlilere hak tanıma ihtimalinin çok zayıf olduğunu belirterek, "Planı açıklamak için seçilen tarih, Netanyahu'yu kurtarmayı hedefliyor." dedi.
Ebu Nassar, "Netanyahu'nun dokunulmazlık başvurusunu görüşecek İçişleri Komisyonunun kurulması için İsrail Meclisi Genel Kurulu oylaması yarın yapılacak. Zamanlama, gerçekten soru işaretleri uyandırıyor. Trump, bu zamanlamayla Netanyahu'ya olduğu kadar, kendisine de yardım etmeyi amaçlıyor. ABD'deki sağa, İsrail'i koruyacak güce sahip olduğunu göstermeye çalışan Trump, bu şekilde kendisini kurtarmak istiyor." ifadelerini kullandı.
Duyurunun zamanlamasının, İsrailli bazı liderler tarafından da kuşkuyla karşılandığını belirten Ebu Nassar, İsrail Evimiz Partisi lideri ve eski Savunma Bakanı Avigdor Liberman'ın, söz konusu girişimi, "Netanyahu'nun Washington'a başvurması" şeklinde değerlendirdiğini anımsattı.
"Liberman, planın açıklanmasının, İsrail'in çıkarına olduğunu düşünseydi, bu adımı memnuniyetle karşılardı." ifadelerini kullanan Ebu Nassar, yine de İsrail muhalefetinin, Yüzyılın Anlaşması planıyla ortaya atılan fikirleri benimsemesi nedeniyle, planı açıklama adımının, Netanyahu'nun siyasi geleceğini kurtarmak için "işe yarayacağı" öngörüsünde bulundu.
Filistin açısından da durumu değerlendiren Ebu Nassar, ulusal bir stratejisi olmaması sebebiyle Filistin davasının en zor zamanlarından birini geçirdiğini söyledi.
"İki devletli çözümle çelişiyor"
Filistinli yazar Teysir Muhaysin de, "ABD yönetimi ve İsrail, barış süreci adı altında (iki devletli çözüm) İsrail-Arap anlaşmazlığını bitirmek için ortaya konan siyasi alt yapıyla tamamen çelişen bir durumu dayatıyor." dedi.
Muhaysin, İsrail'in Filistin devletinin tüm coğrafi ve demografik bileşenlerini parçaladığını, Batı Şeria'nın yüzde 60'ının ilhak tehdidiyle karşı karşıya olduğunu vurguladı.
"Duyurunun zamanlamasının, siyasi gündemlere hizmet etmek ve Netanyahu liderliğindeki sağ cenaha destek vermek gibi hedefleri var." tespitinde bulunan Muhaysin, Netanyahu'nun, "başbakanlık döneminde başarılar elde ettiği" yönünde propaganda yapmak için "Yüzyılın Anlaşması" adı altındaki ABD fikirlerinden yararlandığını söyledi.
Muhaysin, uluslararası çerçevede de Netanyahu'nun Arap ülkeleriyle buzları eritmeye çalıştığını ve bu normalleşme adımlarının da sözde barış planının parçası olduğunu dile getirdi.
"Filistin yönetimi, planı kesinlikle kabul etmeyecek"
Bir diğer analist Abdulmecid Suveylim de, "Plan, Filistinliler için bir şey ifade etmeyecek. Çünkü hala işgal altındalar. Uygulamaya çalıştıkları şeyler, uluslararası yasaları ihlal anlamı taşıyor. Filistin yönetimi, bu planı reddediyor ve kesinlikle kabul etmeyecek. Filistin otoritesi, uluslararası yasalara dayalı, sürdürülebilir bir barış istiyor." değerlendirmesini yaptı.
Bu sözde barış planının, İsrail'in yayılmacı ve saldırgan tavrını pekiştireceğini ifade eden Muhaysin, Filistinlilerin, mevcut durumla mücadele stratejisi oluşturacak yeni bir yola girmeleri için tüm plan ve politikalarını gözden geçirmesi gerektiğini kaydetti.
Trump’ın sözde barış planı
ABD yönetiminin İsrail-Filistin meselesine "çözüm bulmak" iddiasıyla hazırladığı sözde barış planının detayları netleşmese de uluslararası basında, buna ilişkin bazı bilgiler yer alıyor.
Haberlere göre, plan, Kudüs'ün tamamının İsrail'e bırakılması ve Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin büyük bölümünün varlığını sürdürmesi gibi Filistinlilerin aleyhine maddeler içeriyor.
Planda, İsrail'in topraklarından sürdüğü 6 milyona yakın Filistinli mültecinin dönüş hakkına ise değinilmediği dile getiriliyor.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın "yüzyılın şamarı" olarak nitelendirdiği planın, bazı ekonomik yardımların dışında Filistin halkı lehine hiçbir şey içermediği ifade ediliyor.
İsrail'de 1 yılı aşkın süredir devam eden koalisyon krizi nedeniyle söz konusu planın detayları henüz kamuoyuyla paylaşılmadı.
AA